İş dünyasında imrenilecek başarılara sahip, tuttuğunu koparan, güçlü ve akıllı nice kadın var. Bununla birlikte biz, onların adlarından ziyade sadece yaptıkları işleri biliyoruz. Çünkü kendileri olarak görünür değiller. İşlerinin ve başarılarının arkasında sessizce durmayı tercih ediyorlar.
Elbette görünür olma meselesi öncelikle bir tercih. Prensip veya işlerinin doğası gereği bir kadın görünmek istemeyebilir. Bununla birlikte, özellikle yeni dünya düzeninde, girişimcilikte görünür olmak çok önemli.
Çünkü işinizin bilinir olması kadar sizin de bilinir olmanız, dolaylı yoldan işinize büyük katkı sağlar. İnsanlar, makinelerden, kurumsal duruşlardan, otomatik sayfalardan değil insanlardan satın almak ister. Ayrıca, ‘kişisel marka’ ön satıştır. Sizi bilirler ve tanırlar. Bu da işinizin işleyişini kolaylaştırır.
Bilinmenin ve tanınmanın yolu ise görünür olmaktan geçer. Peki, kişisel markanın işe etkisi bu kadar önemliyken, kadınlar neden görünür olmaktan korkarlar?
Bunun ardında 3 temel sebep var.
Eleştirilmekten korkmak
Eleştiri pek de istemediğimiz bir yaklaşım. Çünkü çoğu kez iyi hissettirmez. Bununla birlikte hayatın içinde var olan, kabul edilmesi önemli bir gerçekliktir. Kaçamazsınız ama saklanarak aza indirebilirsiniz.
Kadınlar, eleştiriden erkeklere göre daha fazla çekiniyorlar. Davranışları veya fikirleri konusunda olduğu kadar fiziksel görünümleri konusunda da eleştirilmek, gizlenmelerinde önemli bir sebep. Bunun temelinde, herkesi memnun etmek, kimseyi kırmamak veya mükemmel olmak gibi yetiştirilirken verilen toplumsal öğretiler var.
Fakat ne kadar iyi olursanız olun, ne yaparsanız yapın her zaman, bir şekilde kırılan, sizi eleştiren veya beğenmeyen birileri olacaktır. Böyle bir gerçekten kaçmak ne kadar mümkün?
Girişimcilikte ise bu eleştirilme konusu bambaşka bir hal alır. Özellikle eleştirilerden çekinen girişimci kadınlar, eleştiri oklarını kendi üzerlerine çekmemek için işi ön planda tutarken kendilerini gizlerler. Halbuki eğer eleştirenleriniz yoksa başarılarınız da yoktur. Eleştiri korkusu sizi ileri gitmekten alıkoyar. Çünkü başarı arttıkça görünürlük mecburen artar.
Halbuki, dünyadaki başarılı girişimcilere baktığınızda hepsi bireysel olarak, en az işleri kadar görünür. Ve aralarında kişisel olarak eleştirmeye maruz kalmayan neredeyse yok. Buna rağmen kişisel markalarıyla işlerine büyük destek sağlıyorlar.
Eleştirilerle baş etmek için;
Önce kendinizi tanıyın. Kim olmak istediğinize, prensiplerinize ve nasıl bir hayat yaşamak istediğinize karar verin.
İşin püf noktası eleştiriyi kişisel algılamamak. Bunu, karşı tarafın perspektifi olarak düşünün. İnsanların sizi nasıl gördüğü sizinle ilgili değil, kendileriyle ilgili. Bir iş yaparsınız kimileri çok beğenir, kimileri acımasızca eleştirir. Yani aynı iş, farklı bakışlar. Hangi konuda eleştirilmekten çekiniyorsunuz, bunu netleştirin. Ardında muhakkak bir korku vardır. Onu bulun ve üzerine çalışın. Gerekirse profesyonel destek alın. Normal olduğunu, hatta başarılı insanlar için gerekli bile görüldüğünü kabul edin. Onu bir kaldıraç olarak kullanın. Sizi ezmesine değil motive etmesine izin verin.
Tüm eleştiriler eşit değildir. Kimden, ne şekilde geldiğinin farkına varın. Adı, sanı belli olmayan, başarı elde edememiş, sizin vizyonunuzu anlamayan kişilerden gelen eleştirileri geride bırakmayı öğrenin.
Taciz edilmek
Taciz, toplumsal büyük problemden biri. Her çeşidi ürkütücü ve göz önünde olunca maruz kalmak daha da olası. Plan International’ın 22 ülkede yaptığı araştırmaya göre, kadınların yüzde 19’u taciz edildikten sonra sosyal medyayı bırakma kararı alıyor.
Özellikle erkeklerin tacizi kadınların görünür olmaktan kaçınmasında büyük etken. Maalesef toplumun ve yasaların yaptırımı çok da etkili değil. Bununla birlikte kaçmak da çözüm değil. Bu konuyla mücadele etmede en önemli nokta hakların bilinmesi. Her net ve bilinçli duruş sizi daha güçlü yaptığı gibi, suçu işleyeni de etkisiz bırakacaktır.
Bir de kadınların kadınları tacizi var ki işte o, çok ayrı bir acı. Özellikle girişimci ve başarılı kadınların uğradığı psikolojik tacizler, kadınların görünür olmasını engelleyebiliyor. Sosyal medya bunun en çok yaşandığı mecra.
Kadın tacizinin ardında ise;
Kendi istediklerine ulaşmış bir kadını görmekten ciddi rahatsız olmak var.
Özellikle konfor alanından çıkmayı göze alamamış veya bir şekilde engellenen kadınlar, bu cesareti gösteren kadınlara pek de tahammül edemiyorlar.
Kendi zihinsel kalıplarının ötesinde düşünemeyen, farklılıklara kapalı, esnekliği olmayan kadınlar da yine en sert tacizlerde bulunanlar.
‘Kendini beğenmiş olma’ algısı
Kendini beğenme, toplumda her ne kadar ayıp, yanlış, veya sağlıksız bir ego göstergesi olarak algılansa da aslında bireysel gelişim için önemli bir konu. Toplumun bu algısı kadınları görünür olma konusunda daha çekingen hale getiriyor. Elbette kendini beğenmenin sağlıklı olması önemli. Psikolojik olarak bozuk, hastalıklı bir kendini sevme algısını anlayabilsek de insanların kendi benliklerine sahip çıkmasını hâlâ yadırgayabiliyoruz.
Halbuki, kişi önce kendinin farkında olmalı, güçlü ve gelişime açık yönlerini kabul etmeli ki kendi olarak topluma yansımaları etki oluştursun. Hayatta her zaman ihtimaller var. Bahsettiğim başlıklardan dolayı çekinmek, ‘Ya kaza olursa’ diye hiç arabaya binmemek gibi bir durum.
SİZCE NE KADAR AKILLICA?
Görünür olmak kendini gösterme çabası değildir. Kendini gösterme cesaretidir. Ayrıca görünür olmakla dokunulur olmak arasında fark var. Görünürlüğünüzü istediğiniz gibi yönetebilirsiniz. Eleştirilme ihtimali olsa da onu yönetme tarzı hayatı gerçekliğiyle yaşamayı kolaylaştırıyor. Söylemleri değiştiremezsiniz ama onlara verdiğiniz anlamı değiştirebilirsiniz.
Ayrıca, siz kadın olarak görünür oldukça toplum her alanda kadın varlığını normal kabul edecektir. Bununla birlikte görünürlüğünüz diğer kadınlara ilham ve cesaret verecektir.
Siz ne dersiniz?