Girişiminizden daha fazla kâr elde etmek istiyorsanız, işinizin tüm yönleriyle ilgili düzenli ve özel incelemeler yapmalısınız. Neyin işe yaramadığını bilmek kadar Neyin işe yaradığını, neyin en iyi şekilde çalıştığını ve bundan daha fazlasını nasıl yapabileceğinizi bilmek de önemli. Böylece süreci nasıl iyileştirip, değiştirebileceğinizi belirleyebilirsiniz. İş stratejilerini incelerken, çoğu girişimci ‘Sorun nedir ve nasıl düzeltebilirim? bakış açısıyla yaklaşır. ‘Bu konuda doğru…
Dünyada her geçen gün girişimci kadın sayısı artarken maalesef girişimden kazanan kadınların sayısı aynı oranda artmıyor. Ve kazanç elde edemeyen kadınlar girişimlerini kapatmaya mahkum oluyor. Peki ne oluyor da bu girişimler batıyor. Gözlemlerim ve edindiğim bilgilere göre başlıklar şöyle; 1- YETERİNCE GÜÇLÜ AMAÇ OLMAMASI Net bir amacın ve yapılan işin arkasında güçlü bir değerin olmadığı girişimler uzun soluklu olamayabiliyor. Sebebiniz…
Koçluk endüstrisi, dünyada ve ülkemizde hızla büyüyen bir alan. Bu sebepten koçluğu profesyonel olarak yapmak isteyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Durum böyleyken, koçluk mesleğinden kazanmak bazı koçlar için pek kolay olmuyor. Koçluk eğitimlerinizi tamamladınız, pratiklerinizi yaptınız ve artık Koçluktan profesyonel olarak kazanmak istiyorsunuz. Ama, Koçluktan düzenli kazanabilir miyim? Müşteri bulabilir miyim? Nasıl sürdürülebilir şekilde yapabilirim? Nereden ve nasıl başlamalıyım?…
Ticaretle ilgili önemli bir gerçeklik var. Eğer herkese seslenirseniz ideal müşteriniz sizi duyamaz. Ticarette başarılı olmak, derinleşmek ve ustalaşmak ancak sizin uzmanlığınıza ihtiyaç duyanlara odaklanmakla olur. Bunun için de vakit harcamalısınız. Peki neden bu kadar önemli bir konu bugün çoğu girişimci tarafından göz ardı edilir? Çünkü nişin dışında kalan kitleleri kaybetmekten korkulur. Bir nevi ‘kaçırırım’ psikolojisi. Halbuki nişleşmeyince kaçırılan şey…
Kendi işini yapanlar için ‘rekabet’ büyük bir dikkat dağıtıcı. Rakip düşüncesi aslında var olanın kısıtlı, az, sayılı olduğuna inanmaktan geliyor. Yani, siz müşterinin sınırlı olduğuna inanırsanız, tükeneceğine de inanırsınız ve ‘müşteriyi ilk kapanlardan olma’ eğilimi oluşturursunuz. Halbuki, yaptığınız iş insanların ihtiyacıysa ve değer oluşturuyorsa, o konuda müşteri dünya döndükçe sınırsız olacaktır. Elbette piyasadaki yerinizi anlamak, yapılacaklara karar vermek, doğru konumlanmak,…
Geçmişten günümüze insanlık tarihine bakıldığında, kaynaklar tükense de yeni kaynaklar, çözümler, alternatifler hep bulunmuş. Bununla birlikte, geleceği kontrol edememenin verdiği korku, kıtlık algısını her zaman pekiştirmiş. Kıtlığın tersine, bolluk algısı insanda kaygıyı ortadan kaldırdığı için aslında çözüm odaklı düşünebilmeyi sağlar. Bu konu üzerine; P. Diamandis ve S. Kotler yazdığı ‘Abundance/ Bolluk’ adlı kitap beni oldukça etkiledi. İlgi çeken noktaları sizin…
Kendi kendini baltalama deneyimini siz de yaşamışsınızdır. Başarmak istiyorsunuz ama çok uğraştığınız o şeyi mahvediyorsunuz. Garip bir duygu. Kendinizi sabote etmenizin altında başarısız olma korkusu veya istemediğiniz işleri yapmak zorunda olmanın rahatsızlığı olabilir. Peki, başarınızı sabote eden şeyler ve bunlara çözüm yolları neler? 1. Dikkat dağıtıcılar Dikkatimizi dağıtma konusunda uzmanız. Başarılı olmanız için yapılması gereken görevler genellikle TV izlemekten, internette…
‘Yanlışlıkla oldu galiba’ ‘Tek seferliğine denk geldi’ ‘Şanslıydım o yüzden’ ‘Hayatta bir şey satamam’ Başarılısınız ama inanmıyor ve yukardaki cümleleri kuruyorsunuz… Aslında toplumun %70 i ve çoğunlukla kadınlar farklı konularda bu durumu yaşıyor. Peki, nedir bu durum? ‘Imposter Sendromu’ diğer adıyla ‘Sahtekar Sendromu’ Açık tanımı ise, Kişilerin bulundukları yere eğitimleriyle, başardıklarıyla, akıl ve bilgileriyle değil şans eseri geldiğini, dolayısıyla geldiği…
“Yıkmak çok kolaydır, yapmak çok zor!” en sevdiğim sözlerden biri olmakla birlikte sonuna “ama imkansız değil” cümlesini eklemek istiyorum çünkü hayatta bir şey zor ise imkansız değildir. Yeter ki istekli olunsun. Yapmaya başlarken yukarı doğru çıkış, dolayısıyla da bir güç sarf etmek vardır. Zorluk anlayışı buradan gelir İnsan için çıkış basamak basamak gerçekleşir, bir anda olmaz. Basamakların sonunda neye ulaşacağımızı…
İnsanlar anlaşılmak için konuşurlar ve iletişime geçerler. İletişim kazalarının birçoğu ise esnekliğin olmayışından kaynaklanabiliyor. Nedir iletişimde esneklik? Kısaca karşısındaki insanı olduğu gibi kabul etmektir. Bununla birlikte esneklikle ile ilgili genel algı karşımdaki kişiyi beğenmiyorum, doğru bulmuyorum, onaylamıyorum fakat’ mecburen’ ‘ hadi neyse’ kabul ediyorum şeklindeki zoraki bir kabulden ibaret. Bu kendi doğrularımızı bir kenara bırakmak, prensiplerimizi göz ardı etmek, bizim…